Diz Kapağı Hastalıkları
Diz kapağı hastalıkları nelerdir?
Diz kapağı, diz hareketlerine engel olacak şekilde takılması, ağrı yapması, instabiliteleri (sabitleyememe), eklem yüzey bozuklukları, diz kapağının en çok karşılaştığımız ortopedik hastalıklarıdır.
Hastaların şikâyetleri: (benim dizini bükerken ağrısı olan merdiven çıkarken zorlanan bir amca fotoğrafım var)
Diz kapağından ses gelmesi, kütleme, kıtırtı, çıtırtı sesi, ağrılı diz kapağı çömelememe, bağdaş kurma diz çökmede sorun yaşama, yanma, zonklama
Diz kapağının çıkması, diz kapağında kayma, çömelirken diz kapağına güvenememe, dar koltuklara oturamama, sinema uçak otobüs gibi sabit hareketsiz yerlerde diz önü ağrısının başlaması ve sonrasında topallama
Diz kapağının Yapısı ve Görevleri:Diz kapağı dizin önünde koruyucu olarak yer aldığı için dizi koruyan bir kapak düşüncesi ile diz kapağı ismini almıştır. Uyluk ön yüzdeki 4 başlı kas (Quadriceps femoris) birleşik tendonu ile diz kapağının sivri kısmı altta kalan üçgensi yapısının üst kısmına yani üçgenin taban kenarına tutunur.
Alttaki uç kısmından kendi ismiyle anılan bağ ile alttaki baldır(tibia=kaval) kemiğinin ön kısmına tutunur.Her iki yanında büyük bir “X” işareti misali alttaki eklem kapsülü ve kapsül aracılığıyla da kemiklere bağlarla tutunarak sabit durur. Retinaküler ligamentler adını da alan bu bağlar diz hareketleri sırasında dizin eklemin ön kısmından yanlara düşmemesi için destekleyici rol üstlenirler.
Diz kapağının arka yüzünde farklı yönlerde organize olmuş eklem kıkırdağı bulunmaktadır. Vücudun sahip olduğu en kalın hyalen (=eklem kıkırdağı) kıkırdak yapısındadır. Bağlara paralel olarak çevresel bir damar ağı ile beslenir yani damar ve duyusunu alır. Esasında diz kapağı pozisyonel olarak sabit duruyor olsa da altındaki uyluk(=femur) kemiği dönme suretiyle yaptığı hareket dolayısı ile farklı noktalarda temas ederek eklem yüzeyleri arasında gezinme gözlenir. Dört başlı kasın kendi içindeki koordinasyonsuzluğu veya diz eklemindeki çarpıklık ve şekil değişiklikleri sonucunda düşey eksendeki hareketi sonucunda yanal da hareketlenme gözlenebilmektedir. Diz kapağını kolayca yerinden çıkaracak güçte olan bu kuvvetlere karşı bağlar ve uyluk kemiğin ön yüzündeki oluğun çukur formu sayesinde stabilitesi daha da güçlenmektedir.
Diz hareketinin bükülme ile oluşan ilk 30 derecesinde halen diz kapağı uyluk kemiğe temas etmediği için en ağrısız hareket alanıdır. İlerleyen bükülme derecelerinde temas alanı değişir ve artan basınç altında sıkışır. Buradaki kalınlığı kadar kaldıraç görevi görerek hem dize gelen kuvvetlerde azalma ve bu sayede enerji tasarrufu sağlar.
Diz çökerken yere doğru temas eden diz eklem yüzeylerinin yere temas ederek ezilmemesi için koruyucu olarak yer alır. Aynı zamanda karşıdan gelen darbelere karşı da koruyucu rolü vardır. Diz kapağı yokuş aşağı yürüyen veya merdiven inen kişilerde fren balatası misali ekleme sürtünerek hız azaltıcı rolü bulunmaktadır. Bu hareketleri sık yapan kişilerin özellikle 30-60 derece harekete aralığında erken yaşta kıkırdak aşınmaları ve dolayısıyla ağrı duymalarında bu mekanik görevinin rolü büyüktür.Bu nedenle dizin üzerine yansıyan kuvvetler diz kapağını hareketlerde farklı alanlara temas ettirerek ağrıya yol açmaktadır.
Diz kapağının konumu:
Diz kapağı alt ucu kaval kemiğinin eklem yüzeyi ile aynı seviyede olmalıdır. Başka bir hesaplama ile de diz kapağının altındaki bağın boyu ile kemiğin dikey eksendeki boyu ile 1,1 gibi bir oransal ilişki bulunmaktadır. Diz kapağının yukarıda konumlanmasına patella alta, altta konumlanmasını da patella baja adı verilmektedir. Diz kapağının değişik noktalarına baskı gelmesine neden olan bu yapısal değişiklikler de diz kapağı ağrısının ailesel temelde gözlenen bozukluklarıdır. Ayrıca geçirilmiş yara ameliyat ve enfeksiyonlar da ligamanda kısalmaya yol açarak diz kapağının anatomik konumunu değiştirmektedirler.
Diz kapağı ağrısı olan hastalarda başvurulan tetkikler:
Hastalara iki yönlü röntgenler çekilerek diz kapağının konumu değerlendirilir eklem yüzeyi diz kapağının kalınlığındaki değişiklikler kaydedilir.
Çeşitli bükülme açılarında sıklıkla 30,45,60, 90 derecelerde diz kapağının konumu kontrol edilerek ekleme farklı hareketlerde binen yüklerde değişiklikler olup olmadığına bakılır.
Romatizmal veya enfeksiyon hastalığının olup olmadığı için kan ve eklem sıvısından alınan numuneler ile de tahliller yapılır.
Manyetik rezonans:
Emar incelemesi ile eklem yüzeylerini kaplayan kıkırdağın kalınlığı ve sağlığı konusunda değerlendirmeler yapmak mümkündür. Son yıllarda geliştirilen emar çekim modları ile moleküler düzeye yakın kıkırdak yapının değerlendirilmesi mümkündür. Ayrıca kıkırdağın tutunduğu kemiğin yüzeyi ve beslenmesi diz kapağının bağlarının boyları MR incelemesi ile görüntülenebilmektedir.
Tedavi:
Diz kapağı hastalıklarında öncelikle diz yapısı dizilimi ve anatomik olarak açıları değerlendirilmektedir. Diz içi sıvı olması harkelerde %60 varan düzeyde güç ve koordinasyon kaybı yarattığı akılda bulundurulmalıdır.
Dörtbaşlı uyluk adelesinin (Quadriceps femoris) güçlendirilerek diz kapağına mekanik destek ve kanlanma konusunda olumlu takviyede bulunması sağlanır. Egzersiz ile hareket açıklığının arttırılması ve kaslarda güçlendirme hedeflenerek ortalama üç hafta içerisinde % 65 e varan düzeyde ağrıda azalma edildiğini belirten bilimsel çalışmalar bulunmaktadır.
Diz içi enjeksiyonlar:
Diz eklem kıkırdağını besleyecek HYaluronik asit, kollajen preperatlarının yanı sırabaşta Prp olmak üzere çeşitli besleyici enjeksiyonlar yapılmaktadır. Eklem kıkırdağının ileri derecede hasar gördüğü kişilerde mezenkimal kök hücreler(yağ dokusu veya kemik iliği kaynaklı) ekleme yapılarak eklem yapısında iyileşme gözlenebilmektedir.
İleri dönem hastalarda cerrahi tedavilere başvurulmaktadır.
BİZ SİZİ ARAYALIM